![speech play](/img/play.png)
![speech pause](/img/pause.png)
![speech stop](/img/stop.png)
Aşırı Kısıtlayıcı Kural ve Politikaların Boğucu Etkisi
1. Bir şeyi bastıran veya kısıtlayan bir şekilde boğucu (zarf).
Örnek: Katı kurallar onun yaratıcılığını bastırdı ve boğulmasına neden oldu.
2. Boğucu derecede (sıfat) aşırı baskıcı veya baskıcı.
Örnek: Boğucu derecede muhafazakar kültür, kadınların kariyerlerinde ilerlemesini zorlaştırdı.
3. Bir şeyi bastırmak veya kısıtlamak için boğucu bir şekilde (zarf).
Örnek: Kahkahasını bastırmaya çalıştı ama kendini tutmak imkansızdı.
4. Boğucu bir şekilde (sıfat) boğulma veya hava eksikliği hissine neden oluyor.
Örnek: Yoğun sis boğucu derecede nemliydi ve nefes almayı zorlaştırıyordu.
5. Aşırı derecede kısıtlayıcı veya sınırlayıcı bir şekilde boğucu (zarf).
Örnek: Şirketin politikaları boğucu derecede bürokratikti ve çalışanların yenilik yapmasını zorlaştırıyordu.
![dislike this content](/img/like-outline.png)
![like this content](/img/dislike-outline.png)
![report this content](/img/report-outline.png)
![share this content](/img/share.png)