Rahatsızlığı Anlamak: Tanım ve Örnekler
Uygunsuzluk, bir kişi veya kuruluşun, kontrolü dışındaki dış koşullar nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirememesi veya sorumluluklarını yerine getirememesi durumunu ifade eder. Bu, doğal afetler, ekonomik gerilemeler veya birinin taahhütlerini yerine getirmesini zorlaştıran veya imkansız hale getiren diğer beklenmedik olayları içerebilir.
Örneğin, bir şirket üretim tesislerini tahrip eden büyük bir fırtınaya maruz kalırsa, bunu yapamayabilir müşterilerine mal tedarik etme konusundaki sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmek. Bu durumda şirket, kontrolü dışındaki dış koşullar nedeniyle uygunsuz olarak kabul edilecektir.
Uygunsuzluk aynı zamanda bir kişinin hastalık, yaralanma veya diğer kişisel sorunlar nedeniyle görevlerini yerine getirememesi veya sorumluluklarını yerine getirememesi anlamına da gelebilir. Bu durumlarda kişi, tüm çabalarına rağmen yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir.
Genel olarak, uyumsuzluk, kişinin kendi kontrolü dışındaki dış veya kişisel koşullar nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunu ifade eder.
Uygunsuz, soruna veya zorluğa neden olan veya bir şeyin yapılmasını zorlaştıran bir şeyi ifade eder. Sorunlara neden olan veya hayatı zorlaştıran bir durumu, kişiyi veya nesneyi tanımlamak için kullanılabilir.
İşte inconventient kelimesinin farklı bağlamlarda nasıl kullanılabileceğine dair bazı örnekler:
* Tren tarifesi değiştirilerek, işe gitmek için trene binen yolcular için sakıncalı.
* Yeni ofis konumuna toplu taşıma ile kolayca ulaşılamıyor, bu da arabası olmayan çalışanlar için sıkıntılı hale geliyor.
* Marketteki uzun kuyruklar bunu zorlaştırıyor acelesi olan alışveriş yapanlar için sakıncalı.
* Mekanın yakınında park yeri olmaması, arabayla gelen konsere gidenler için mekanı zorlaştırıyor.
Bu örneklerin her birinde, bir şey birisine sorun ya da zorluk çıkarıyor, hayatını daha da zorlaştırıyor.